Klima Kullanırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Sayfa İçeriği

Ülke genelinde üst üste rekor kıran sıcaklıklar, klima kullanımını artırdı. Yaz aylarında serinlemenin vazgeçilmezi olan klimalar, hatalı kullanıldığında çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle alerjisi olan bireyler için ciddi risk oluşturan klimalar; doğru kullanılmadığında "atipik pnömoni" olarak da bilinen zatürreye; baş ağrısı, göz yanması, kas tutulmaları, astım, yüz felci, halsizlik, sinüzit, solunum yolu enfeksiyonları ve lejyoner hastalığı gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Olası klima kaynaklı sağlık sorunlarına dair belirtiler görüldüğünde, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Halk arasında "klima çarpması" olarak ifade edilen bu durum, bazı pratik tedbirlerle engellenebilir. Daikin klimanın Çukurova Bölge bayisi Metropol Grup, klima kullanırken dikkat edilmesi gereken kuralları anlattı.

Klimaların Periyodik Bakımları İhmal Edilmemelidir

Genel bakımı yapılmamış ve filtreleri temizlenmemiş klimalar; üfleme sırasında toz, kir, mantar, polen, bakteri ve virüsler (örneğin lejyonella), küf sporları ve kötü kokular gibi pek çok zararlı unsuru çevreye yayar. Klima sistemlerinin uzman kişilerce periyodik olarak kontrol edilmesi, hem cihazın verimli çalışması hem de ciddi sağlık risklerinin önlenmesi açısından büyük önem taşır. Bilhassa iş yerlerinde çalışanları korumak amacıyla, bu kontroller yönetmeliklerle yasal zorunluluk hâline getirilmiştir.

Filtre Temizliği Ayda Bir, Genel Bakım Yılda Bir Kez Yapılmalıdır

Ortamın özelliklerine ve klimanın kullanım yoğunluğuna göre bakım aralıkları değişebilse de; filtreler ayda bir, sistemin genel temizliğinin ise yılda bir kez yapılmalıdır. Hava kalitesi ve bireylerin genel sağlığı açısından kritik öneme sahip klima bakımı, yalnızca ev ve ofisler için değil; araç klimalarında da, zamanla zehirli gaz yayma ihtimaline karşı düzenli olarak gerçekleştirilmelidir.

İnsan Fizyolojisi Ani Isı Değişikliklerine Duyarlıdır

İnsan fizyolojisi, ani ısı değişikliklerine karşı oldukça hassastır ve “homeostaz” adı verilen iç dengeyi (vücut sıcaklığı, su dengesi, pH gibi) korumaya çalışır. Ancak ani sıcaklık değişimleri bu dengeyi bozabilir ve vücudun ısı düzenleme sistemi (terleme, damar genişlemesi/daralması) buna hemen uyum sağlayamayabilir. Sıcak bir atmosferden klimalı, bir ortama geçildiğinde kan damarları ani şekilde daralabilir; bu semptom kişide baş ağrısını veya tansiyon değişikliklerini tetikleyebilir. Kaslar refleks olarak kasılabilir; bu da boyun ve sırt tutulmalarına zemin hazırlayabilir. Öte yandan, bağışıklık sistemi geçici olarak zayıflayabileceğinden soğuk algınlığına yakalanma riski yükselebilir.

Klima Isı Dereceleri Doğru Ayarlanmalıdır

Kas ve eklem ağrıları, boğaz kuruluğu, öksürük, sinüzit, bağışıklık sisteminin zayıflaması, cilt kuruluğu ve gözlerde tahriş gibi sorunların önüne geçebilmek için klima ısı dereceleri doğru ayarlanmalıdır. Mekânlarda genellikle 23 ile 26°C arasında sıcaklıkla ideal iç ortam yakalanabilir. Klima, çok düşük sıcaklıkta çalıştırılmamalı ve hava akımı doğrudan vücuda yönlendirilmemelidir. Klima kullanılırken, yaşlılar, çocuklar ve solunum yolu hastalığı olan bireyler daha özenli olmalıdır. Özellikle yüze doğrudan gelen soğuk hava üflemesi, ödem ve yüz felci gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Klimalar çalışırken havayı kurutabileceğinden, ortamdaki nem oranı düşebilir. Bu da burun tıkanıklığı ya da boğaz kuruluğu gibi rahatsızlıkları geliştirebilir. Bu nedenle, gün içinde yaşam alanının yeterince havalandırılması, klima kaynaklı sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur.

Diğer Blog Yazılarımız